4 Ocak 2015

'Bırakın Yaşasınlar'

Cumhuriyet, 04.01.2015
STUTTGART
AHMET ARPAD


"Almanlar Türklere adaletli davranmalıdır. Almanların Türklere yaptığı korkunç ve fanatik bir yabancı düşmanlığıdır. Hatta faşizm ve ırkçılıktır..." Ocak 2009'da yitirdiğimiz ünlü yazar Johannes Mario Simmel bu sözleri 1983 yılında söylemişti. Bundan tam 32 yıl önce! Eserleri 35 ülkede 70 milyon satan, tümü de filme çekilen Avusturyalı yazarın uyarıları çoktan kulak ardı edilmiş gibi. Aradan geçen yıllarda yabancı düşmanlığı azalacağına arttı, hele son yılda gemi azıya aldı! NPD, NSU, HoGeSa, Pegida... Aşırı sağcılar Almanya'da gittikçe daha çok saldırgan olurken, politikacılar karşılarında yetersiz kalmayı sürdürüyor. Ülkede aşırı sağcılık, yabancı düşmanlığı ve ırkçılık bugüne dek doğu Almanya kaynaklıydı ve onlarca yıl Nasyonal Sosyalist'lerin (NPD) tekelindeydi! Politikacılar arada sırada bu konuyla ilgileniyor, NPD'yi yasaklamaya çalışıyor, ancak başaramıyordu. Daha 2001'de Avrupa Komisyonu: "Ülkedeki yabancı düşmanlığı, ırkçılık, antisemitist düşünce ve hoşgörmezlik önemli bir sorun olarak kabul edilmelidir" sözleriyle Almanya'nın dikkatini çekmişti. Ancak o günlerdeki sosyal demokrat İçişleri Bakanı Otto Schilly'nin: "En iyi uyum asimilasyondur" açıklaması bütün ümitleri suya düşürmüştü.

2011 yılında bir rastlantı sonucu, Doğu Almanya kökenli Nasyonal Sosyalist Yeraltı Örgütü NSU'nun 2000-2010 yılları arasında, sekizi Türk on kişiyi öldürdüğü ortaya çıkmıştı. Meclis Araştırma Komisyonu Mayıs 2013'te yayınladığı raporla özellikle Doğu Almanya'daki emniyet ve istihbarat kuruluşlarının bilerek veya bilmeyerek olup biteni görmezden geldiğine dikkati çekti. Mayıs 2013'te Münih'te başlayan ve bugünlerde sonuçlaması beklenen NSU davasında şimdiye dek, geride kalan 173 celseye karşın, doğru dürüst bir adım atılamadı! Mağdur avukatları NSU olayında "kurumsal ırkçılık" yapıldığını ve sorumluların yıllarca yanlış izlerin peşinden gitmiş olduğunu ileri sürüyor. Şimşek ailesinin avukatı, Stuttgartlı Jens Rabe: "Bunda soruşturma makamlarının yabancı kökenlilere karşı olan önyargısı kanımca önemli bir rol oynadı" diyor. Son açıklamalara göre dava bir yıl daha sürecek!

İşte bütün bu gelişmelerin ardından ülkede gittikçe daha çok tutucu görüşlü insanla aşırı sağcının sokağa dökülmesine, kol kola girip İslam, yabancı ve sığınmacılar karşıtı mitingler yapmasına şaşmamak gerek. Toplumsal sorunların sürekli arttığı, günlük yaşamın zorlaştığı ülkede insanlar yalnızlaştı, "adalarda" yaşamaya başladı. Almanlar kendilerinin ve ülkenin geleceğinden korkuyor. Yabancı kökenlilerin, hele Müslümanların ülkeyi 'ele geçireceğine' inanmaya başlayanlar az değil! "Batı'nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar" adı altında son aylarda sokağa dökülmeye başlayan on binler, aşırı sağcıların güçlendiğinin kanıtı. Aralık ayında açıklanan bir araştırmaya göre insanların yüzde kırk üçü, "Müslümanların sürekli arttığı ülkemde kendimi yabancı hissetmeye başladım" görüşünde! Yirmi bin yabancı karşıtının protesto gösterileri yaptığı günlerde Saksonya Eyaleti İçişleri Bakanı Markus Ulbig: "Afrika ve Balkan ülkelerinden gelen sığınmacıları red edeceğiz" diyerek sağcı popülizmi anımsatan bu sözlerle yangına körükle gitti. Alman Federal Polis Teşkilatı'nın en son basın açıklamasına göre aşırı sağcılar 2014 yılında sığınmacı yurtlarına doksan saldırı düzenlemiş! Bu rakkam 2012 ve 2013'deki toplam saldırıların üzerinde! Yazar Simmel'in "Bırakın Yaşasınlar" romanındaki ümitleri gerçekleşmedi...

Son aylarda aşırı sağcı ve tutucu görüşlü on binlerin ülkenin bir çok kentinde yürüyüşler yapması üzerine medya konuya eğildi, kilise papazından cumhurbaşkanına, yerel politikacıdan parti başkanına herkes açıklama yaptı. Aylardır susmayı yeğleyen başbakan Angela Merkel sonunda yılbaşı akşamı yaptığı televizyon konuşmasında bu konuya da değindi. Ancak 'masaya yumruk vuracağına', hükümetin ne gibi somut önlemler alacağını açıklayacağına, vatandaşlarına 'aşırı sağcıların peşinden gitmeyin' dedi! Başbakan Helmut Kohl da işine gelmeyen konulara kıyısından köşesinden dokunmayı, çözüm yerine suskunluğu yeğlerdi. Onun "wait and see" taktiğini, yanında yetişmiş olan Merkel de uyguluyor gibi! Resmi açıklamalara göre 2014 yılında Almanya'da bütün partiler (CDU 7200, SPD 12100) üye yitirmiş. Sağcı popülist parti AfD ise 6000 yeni üye kazanmış!

www.ahmet-arpad.de

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder