19 Ekim 2008

İnek pazarı ve Viyana opereti...

Cumhuriyet 19.10.2008
AHMET ARPAD
ZÜRİH

İnekler sürü sürü. Yüzlerce. Tümü de aynı renk. Kahverenginin değişik tonlarında. Yaş gruplarına ayrılmışlar, yan yana, sıra sıra öyle duruyorlar. Çoğu sakin, arada sırada biri canı sıkkın esniyor, bir başkası sesini yükseltiyor. Heyecanlı insanlar inekler arasında acele acele koşuşturuyor. Yanında durdukları ineğin sağına soluna bakıyorlar, şöyle bir okşuyorlar başını, boynunu, göbeğini. Dokunuyorlar memelerine. Süt dolu memeler çok önemli. Zürih Gölü'nün yamaçlarında inek pazarı var. O gün 2008 güzeli (!) seçilecek. Görücüye çıkmış inekler 1 ile 6 yaş arasında. Yarışmaya 300 kadar sağmal inek gelmiş. Bir dizi sığır da var. Onlar damızlık, sadece öyle gelmişler, gösteriş için. Az ötede, yamacın üstünde kocaman beyaz çadırda köylüler kafayı bulmuş. Dışarıda inekler güzellik yarışması heyecanı yaşarken, sahipleri müzik eşliğinde bira kadehlerini ardı ardına tokuşturup, boşaltıyorlar...
 
... 1815 yılında Avusturya başkenti. Dokuz ay süren Viyana Kongresi'ne gelen binlerce delege politika yapmaktan çok eğleniyor, keyif sürüyor, kısacası günü gün ediyor. Aşk meşk, alavere dalavere, dostluk, kıskançlık. Tümü var Johann Strauss'un "Viyana Kanı" operetinde. Büyük ustanın 1899'da ölümünden birkaç ay sonra ilk kez sahnelenen bu oyunda Strauss'un ünlü melodi ve şarkıları toplanmış.
 
Karısı, sevgilisi ve metresi arasında gidip gelen, maceradan maceraya koşuşturan Kont Zedlau, kongreye katılan küçük bir ülkenin diplomatı. Ancak kendini Kazanova sanan yakışıklı kont, önce karısının, ardından da başbakanının Viyana'ya gelmesiyle ne yapacağını şaşırır. İki ayağı bir pabuca girer, eli ayağı birbirine dolaşır. Bir kadından ötekine koşarken işler iyice karışır. Paçasını kurtarmak için metresini başbakana eşi diye tanıtır. "Viyana Kanı" ünlü şarkıları, hareketli dansları ve Viyana ezgileri ile seyirciyi peşinden sürükleyen tam bir Strauss opereti. Özlem, yaşam sevinci ve Viyana coşkusu oyuna baştan sona damgasını vuruyor.
 
Şarap, kadın ve şarkı! Strauss'un çeşitli operetlerinde kullandığı bütün dans türleri bu operette var. Özellikle üçüncü perde vals, polka, mazurka, kadril danslarıyla izleyiciyi keyiflendirip, iyice coşturuyor. Rengârenk kostümler, dans eden neşeli insanlar, kahkahalar.....
Zürih Gölü'nün öteki yakasında, Rapperswil yakınlarında, aynı günün akşamı. Sabah inek pazarı, öğleden sonra gemiyle göl gezintisi, akşama Viyana opereti. Keyfimiz yerinde!
 
www.ahmet-arpad.de

5 Ekim 2008

Katedralde düğün ve Mavi Atlı’lar

Cumhuriyet 05.10.2008
AHMET ARPAD
MÜNİH

Carl Orff müziği pencerelerden dışarı taşıyor. Evin önünden geçerken merakla durup insanın ruhunu dolduran melodiye kulak kabartıyoruz. Sonra yine ağır ağır tepeye doğru yolumuza devam ediyoruz. Uzun yokuşun sonunda Meryemana Katedrali tüm görkemiyle karşımızda göğe yükseliyor. Kocaman kapıyı açıp içeri adım atıyoruz. Burada da müzik. Orgdan Mozart melodileri duyuluyor, kubbelerde Mozart’tan bir arya yankılanıyor. Katedralde düğün var. Az sonra org susuyor, soprano aryasını bitiriyor. Beyazlar içindeki yaşlı papaz duasına başlıyor. Düğün erkânı ayağa kalkıp hep bir ağızdan ona eşlik ediyor. Melekler, tanrılar, çıplak kadınlar uçuşuyor, şaha kalkmış atlar yükseliyor gökyüzünün sonsuzluğuna. Yüksek pencerelerden giren güneş ışınları barok ve rokoko dev yapıyı aydınlatıyor, kubbelerdeki, duvarlardaki melekleri, çıplak kadınları, aşağıdaki insanlara tepeden bakan İsa’yı...
 
Az sonra yine Carl Orff Müzesi’nin önünden geçerek göle doğru iniyoruz. Carmina Burana’nın yaratıcısı, büyük besteci daha 17 yaşına geldiğinde bir opera ve pek çok şarkı bestelemişti. Çocukluğunda sık sık geldiği şirin Ammer gölü kıyısındaki Diessen’e 1955 yılında yerleşir. Evinin pencerelerinden gölün karşı kıyısında, Andechs yamaçlarındaki dev manastır görünür. Ammer gölü bugün rüzgârlı, dalgalı da. Yelkenliler, motorlar, gezi gemileri yine de gidip geliyor, martılar uçuşuyor, kazlar, ördekler ise kıyıya çıkmış, ağaç altlarına sığınmış. Yolumuz güneye, Alp eteklerine doğru uzanıyor. Berrak havada dorukları hafif beyaz dağlar ne kadar da yakın. Tarihi evleri ve sokakları ile ünlü Weilheim’da bir yemek molası verip, Staffel gölü kıyısındaki Murnau’ya ulaşıyoruz. Şirin kentte önemli bir sergi var. Dışavurumcu sanatçılar Wassily Kandinsky ve Gabriele Münter 1908’de Murnau’da bir ev satın alıp, doğasına hayran oldukları yöreye yerleşirler. Kısa süre sonra Marianne von Werefkin, Aleksey Javlenski, Franz Marc, August Macke de onlara katılır ve 1911’de “Mavi Atlı” grubunun temeli atılır. Şimdi 2008’de, Kandinsky ile Münter’in, Staffel gölü kıyısına yerleşmelerinin 100. yılında tarihi sarayda Alman dışavurumculuğunun ünlü ressamlarının eserleri sergileniyor. Aynı yapının üst katında, yine yıllarını burada geçirmiş, Macar-Avusturyalı yazar Ödön von Horváth sürekli bir sergiyle anılıyor. 1924’ten, Hitler Almanyası’ndan kaçtığı 1935 yılına kadar yaşadığı Murnau’da değerli eserler verir. Ünlü romanı “Allahsız Gençlik” (Türkçesi: Burhan Arpad) 1938’de Nazilerce yasaklanır.
 
Akşama doğru ovaya sis iniyor. Gölün suları durgun, kıyılarında yüksek otlar, sazlıklar. Geniş çayırlar yamaçlarda yükseliyor, Alplerin eteğinde küçük köyler, çiftlikler, korular, az ötede başka göller. Bizim yolumuz Starnberg’e, göl kıyısındaki şirin Seeshaupt’a. Batmaya hazırlanan güneş odanın kocaman pencerelerinden içeri giriyor. Balkondaki rahat koltuklara kurulup, aşağıdaki iskeleye yanaşan son gemiyi seyrediyoruz. Anılarda o gün yaşadıklarımız...
 
www.ahmet-arpad.de